YENİLEME-AKSİGORTA GM GÜLEN, "ŞU ANDA SATIN ALINABİLECEK BİR ŞİRKET YOK"
Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, şu an satın alınabilecek bir
şirket olmadığını söyledi.
Dünya Gazetesinin sorularını yanıtlayan Gülen, Ageas'ın Türkiye'de
başka fırsatlara nasıl baktığı yönündeki bir soruya, "Fırsat varsa değer
yaratacağını düşünüyorsak ilgileneceklerini söylüyorlar. Orası kapalı
bir yol değil ve fırsat varsa değerlendiririz diyorlar. Global bir
dünyada yaşıyoruz. Sektörün yüzde 75'i yabancı. Öte yandan sektörde
yüzde 100'ü yabancı olan şirketlerin durumunu görüyorsunuz. Bizde hem
lokali gücü sürüyor, Sabancı Grubu'ndan aldığımız desteğin gücü ve
Ageas gibi global bir deneyimin bir araya gelerek iyi bir karışım
yaptığını görüyoruz. Ben ise şu anda ülkemizde bir fırsat görmüyorum.
Bu pazar şartlarında yok. Zarar sürerse çıkar gibi konuşmalar var ama
şu anda satın alınabilecek bir şirket yok" yanıtını verdi.
Gülen, Aksigorta olarak 2011'de bir çok değişimi ve başlığı olan
bir yıl geçirdiklerini söyledi.
"Ortaklık yapımızdan başlarsak 18 Şubat'ta imzalar atıldı. 27
Temmuz'da da Sabancı Holding Aksigorta'daki hisselerinin yarısını
Belçikalı Ageas'a satarak ortak oldu" hatırlatmasını yapan Gülen
sözlerini şöyle sürdürdü: "Şirket olarak ilk 10 ayda yüzde 30 üretim
büyümesi yaptık. Sektörün 10 puan üzerinde büyüme gerçekleştirdik.
Hızlı büyüdük. Karlılığa bakarsak ise geçen iki yıldaki karsızlıktan
sonra 9 ayda yüksek olmamakla birlikte gelecek için ümit vaad eden 15
milyon TL'lik bir kar açıkladık. Umarım yıl sonunda daha iyi
rakamlara ulaşırız. Teknik karda da başa baş gelen bir performansımız
var. Büyümeye bütün kanallarımız katkı sağladı. Hem acente hem banka
kanalı ciddi katkı sağladı."
Yeni ortaklığın Aksigorta'da nasıl bir değişim yaşattığını
sorduğumuz da Gülen, yeni ortağın gelmesi ile birlikte onun bilgi
birikiminin Aksigorta'ya akışının başladığını belirterek: "Projeler
başladı. Vaktimizin önemli bir kısmını ilerisi için bu projelere
ayırıyoruz. Ageas'ın iyi bildiği şeyleri buraya getirmeye
çalıştıklarını görüyoruz. Global bir şirket olma havasının
Aksigorta'ya gelmeye başladığını söyleyebilirim. Bu durum
çalışanlarımızın ufkunu açan bir durum. Biz dışarıya gitmeye
başladık. Birçok arkadaşımız Ageas'ın dışarıdaki operasyonlarına gitme
imkanı buldu. Bilgi kaynaklarına ulaşma imkanımız arttı" diye konuştu.
Ageas'a yönelik gözlemlerini anlatmasını istediğimiz Uğur Gülen ,
"Ageas kendi içinde birkaç önemli özelliği olan bir kurum. Ageas ilk
önce çok insancıl bir kurum, insana çok değer veriyor. Van'da deprem
oldu, ilk önce bizleri arayan onlar oldu. O telaşın içinde ilk mail
Ageas'ın CEO'sundan geldi. Yapabileceğimiz bir şey varsa her türlü
desteği verelim diye. Bunlar çok önemli. Çok pragmatikler. Bir şeyde
bir fayda varsa hemen faydanın peşinde koşuyorlar. Çabuk olalım ama
aceleci olmadan diyorlar. Hep geleceğe bakıyorlar. Zaten sloganlarında
da var bu. (We love future) Bunlar çok beni çok etkiledi. Ve bunun
etkilerini gördük. Çalışması kolay bir grup. Ageas'ın işlem yapma
şekli diğer yabancı sigorta şirketlerden farklı. Bakarsanız diğer
yabancı şirketler ismini Türkiye'ye getiriyor ve kullanıyor. Ama
Ageas böyle bir tutumu yok. Kendi ismiyle kimse Ageas'ı bilmiyor.
Bulundukları ülkelerde büyük ve iyi dağıtım kanalı olan şirketlere
ortak oluyorlar. Tüm yatırımlarında böyle davranıyorlar. Bakarsanız
Malezya'da, İtalya'da, Portekiz'de hep bu böyle. Türkiye'de de
aynısını yapıyor" şeklinde konuştu.
Ageas'ın Avrupa'da ve Asya'da büyümek istediğini belirten Uğur
Gülen, " Yoğunlukla Asya'da büyümek isteyeceklerdir, çünkü Avrupa'daki
durum ortada. Banka sigortacılığında uzmanlıkları var ve iş modelleri
bunun üzerine kurulmuş. Belçika'da ve Portekiz'de sağlık tarafında
çok iyi bir modelleri var. Hasar ise herkesin iyi bilmesi gereken bir
konu. Hasar tarafında herkesten farklı bir yöntemleri yok belki ama
hasar süreçleri var. Banka sigortacılığı ve sağlık ile acentelerin
geliştirilmesi konusunda oldukça ilerde olduklarını söylememiz lazım.
Know how'da da bunların aktarılmasına çalışıyoruz. Banka
sigortacılığı, sağlık, hasar süreçleri ve acentelerin geliştirilmesi
konusunda yoğun bir mesai harcıyoruz" dedi.
2012 yılına yönelik beklentilerini sorduğumuz Gülen, Aksigorta
olarak agresif bir bütçe yaptıklarını söyledi. "Fakat 2012 çok
belirsizliklerle kol kola bir yıl gibi geliyor" diyen Gülen sözlerini
şöyle sürdürdü: " Avrupa'da ne olacak, kur ortada, faizler yukarı
gidiyor 11'ler seviyesine geldi. Yılın başında 1.50'yi konuştuğumuz
kurda 1.85'lere gelindi ve 2'ler konuşuluyor. Tabiî ki ümidimizi
kaybetmemiz lazım. Belirsizliği bir kenara koyarsak sektörün
büyüyeceğini düşünüyoruz.
Bu seneki gibi büyüyeceğini, belki bu seneki kadar hızlı olmasa da
bir iki puan altında büyüyeceğini, bizde bunun birkaç puan üstünde
büyüyerek, pazar payımızı artırmayı hedefliyoruz. Karlılıkta da daha
yüksek rakamları hedefliyoruz. Hedefimiz sektörün en değerli ve en
karlı lider şirketi olmak. Ama bunu kısa vadeli bir hedef olarak
koymuyoruz. Yatırımlarımız var, Türkiye'nin geleceğine, ekonomimize,
sigortacılığın geleceğine, buna ortaklarımızda ciddi şekilde inanıyor
ve sektörde büyük bir değişim bekliyoruz."
Sektöre yönelik beklentilerinde ümidinin motor dışındaki düşük
penetrasyonlu ürünlerin artması yönünde olduğunu söyleyen Gülen,
"Banka tarafında herkes büyüyor. Buradaki büyüme sektörün çok üstünde.
Banka sigortacısız sektör 16-17 büyürken, banka sigortası ile yüzde 27
büyümüş. Önümüzdeki dönem bankacılık için zor bir dönem, belirsizliği
çok seven bir sektör değildir bankacılık, bankacılık sakin limanlar
arar. Dalgalı piyasada kenara çekilecektir. Bu kenara çekilmede para
kazanmak için, bankacılık dışı komisyon kazandırıcı ürün ve hizmetlere
önem vereceklerdir. Bunların içinde sigortacılıkta var. Tüm bankaların
sigortacılık tarafında daha aktif olacağını düşünüyorum. Sektör
bankaların daha rahat satabildiği ürün gruplarında daha ciddi büyüme
yaşanacaktır. Bankalar müşterinin bugüne kadar kullanmadığı yeri
ürünleri satacaktır.
Kaza branşının altı, genel zararlar branşının altındaki ürünlerin
büyüyeceğini düşünüyorum. Diğer taraftan sağlığın da büyüyeceğini
düşünüyorum. Bu alana herkes büyük yatırım yapıyor. Özellikle ilk
10'daki şirketler bazında. Kasko ve trafik bu işin lokomotifi, burada
biraz duraklama olabilir. Yeni araç satışlarının azalması ile
birlikte, ticaretin düşmesi ağır vasıta tarafını azaltacaktır. Motor
branşları sektör büyümesine paralel, genel zarar, sağlık, kaza gibi
branşlar biraz daha iyi performans gösterecektir. Konut tarafında da
devlet destekli bir seferberlik yapılması gerektiğini düşünüyorum"
şeklinde konuştu.
Son olarak Van depremleri ve sonrasında yaşananlara yönelik DASK'ı
sorduğumuz Uğur Gülen, "DASK Türkiye'nin yarattığı en önemli markadır
ve bunun üzerinden yola çıkılmalı. Sigorta sempozyumlarında
konuşulmaktan çıkararak halka daha fazla anlatılmalı.Kamunun, yerel
yönetimlerin desteği daha çok istenilmeli. Onların imkanları daha çok
kullanılmalı. Daha kolay ulaşılmalı ve satılmalı" diye konuştu.
Sektördeki sorunlu branşlara yönelik Aksigorta'nın büyüklüğü
açısından bir branştan çıkmak gibi bir lüksü olamayacağını belirten
Uğur Gülen, "Biz nasıl karlı oluruz onun çalışmasını yapıyoruz ve bu
konuda lokal ve global deneyime sahibiz. Bir alandan çekilmek gibi
planımız yok. Belki daha lokalde, daha bölgesel daha alt taraflarda az
istekli olduğumuz konular var ama büyük resimde çekilmek gibi bir
planımız yok" diye konuştu.
Rekabete yönelik görüşlerini sorduğumuz Uğur Gülen, rekabetin
branştan branşa değiştiğinin altını çizerek şunları söyledi: "Genel
kaskoya baktığımızda bir fiyat artışı var. Rekabet var ama bu yıl
kaskoyu azaltan yeni araç satışlarıydı. Yeni araçlar oto plazalarında
olduğundan burada yerleşik şirketler ve büyük kurumlar aslan payını
aldı. Büyürken, rekabet kendini çok fazla hissettirmedi.
Küçülme olduğunda rekabeti hissedeceğiz. Mesela yangın branşında
çok fazla hissediliyor. Ama sağlıkta rekabet artık oturdu ve burada
azaldı. Büyüme olduğu içinde rekabette bir miktar yumuşama olduğunu
söyleyebiliriz. Balık akımı çokken herkes balık tutabiliyor. Ama
balık azaldığında daha farklı bir mücadele oluyor. Son iki yıllık
süreç sonrasında bu yıl büyümedeki iyi durum rekabeti hissettirmedi.
Ama önümüzdeki yıl Avrupa'daki belirsizlik artar ve ekonomide bozulma
olursa işler değişebilir."
Banka sigortacılığının acentelerin işine nasıl bir etkisi
olacağına yönelik düşüncelerini paylaşan Uğur Gülen, TÜSAF Başkanı
Hüseyin Kasap ile birlikte 4 ayda 3 kentte toplantılar
düzenlediklerini belirterek şunları söyledi: "Buralarda acentelerle
görüştük. Burada acenteler hep aynı soruları sordu. Bankalar işimizi
elimizden mi alıyorlar, işimizi mi paylaşıyorlar diye. Bu doğru
algımıdır diye düşündüğümde bu doğru bir algı değil. Bankalar çok
ciddi sigorta müşterisi kazandırıyorlar sektöre. Hiç sigorta ile
tanışmamız kişileri sigorta ile tanıştırıyorlar. Bu acentelerin işini
elinden almak değil. Acentelerin müşteri grupları ile banka
müşterileri birbirine çok çakışmıyorlar. Farklı ürün gruplarında
çalışıyorlar. Dünya değişiyor, kanallar değişiyor, teknolojinin hızla
gelişmesi tüketicinin iş yapma şeklini müthiş değiştirmiş durumda. Bir
müşteriye artık birçok kanal aynı anda ulaşabiliyor ve müşteride bu
yolla çalışıyor artık.
Acenteden, bankadan, çağrı merkezinden, internetten alınan sigorta
ürünleri var. Bu durumdan müşteri mutsuz değil. Her ürünü doğru
kanaldan aldığını düşünüyor müşteri. Acenteler engellemek yerine
kendilerinin güçlü olduğu alanı ortaya çıkarmalı. Birebir müşteri ile
ilişki içinde olmaları, onları yakından tanımaları, hizmet seviyesini
müşteriye çok iyi verebilmeleri ki bu bulunmaz bir nimet ve bu başka
hiçbir kanalda bulunmayan bir nimet. Bankaların çok satış yapması,
gelecekte acentelere fayda yaratacaktır diye düşünüyorum. Biz
Aksigorta olarak her kanalda olmak istiyoruz. Ben her kanalın fayda
yaratacağını düşünüyorum."
Hazine'nin düzenlemelerine değinen Uğur Gülen, 2007 yılından
buyana her çeyrek de bir şeyler yapıldığını hatırlatarak şunları
söyledi: "Umarım bundan sonra daha az yapar. Daha az yaptığı da oldu
tabiî ki. Son bir yıldır azaldı. İki yıldır zarar yazan bir sektör
zamanla sorgulanıyor. Teknik rezervler AB seviyelerine getirilmesiyle
sektörün karsızlık sorunu çözülebilir. Biz fark ettik ki teknik
karşılık oranları çok yüksek gibi. Sektör olarak çok karşılık
taşıyoruz.
Hazine'nin görüşlerinin de bu yönde olduğunu biliyoruz. Bugün
baktığımızda çok ayırmışız demeye başladık ve Hazine'de farkında. Bunu
olması gereken seviyelere getirmek için düzenleme düşünüyorlar.
Sektörde 1.5 milyar TL'ye ulaşan bir karşılık biriktiğini düşünüyoruz.
Yeni düzenleme ile bu yönde bir yumuşama, karlılığı artıracaktır.
Ortakların, yöneticilerin yüzünü güldürecek bir değişiklik
bekliyoruz."
http://www.dunya.com/aksigortaya-global ... haber.html Foreks Haber Merkezi (
haber@foreks.com )
http://www.foreks.com (07/12/2011 - 10:09:30)